The Hobbit – Beklenmedik Yolculuk

The Hobbit - Beklenmedik YolculukMerhaba arkaadaşlar. Uzun süredir yazı giremiyordum. Malumunuz Düzce’deyim ve Düzce oldukça ufak bir şehir. Dolayısıyla insanın bloguna yazabileceği kadar bile sosyal hayatı olmuyor. Şu anda yazdığım ve bundan sonraki yazacağım konuda bu asosyal şehirde can sıkıntısından dolayı  yapacak daha iyi birşey bulamamamdan ötürü film yorumu olacak. Bu yazı Yüzüklerin Efensidi serisinin devamı niteliğinde çekilen “The Hobbit – Beklenmedik Yolculuk” filmi.

Yüzüklerin Efendisi benim yaşıtlarım arasında en beğenilen filmlerdendir. Daha genç arkadaşlara sorduğum zaman onlarca izlemeyen olmasına rağmen kendi yaş grubumdaki hemen herkes bir kaç defa baştan sona seriyi izlemiştir. Genç arkadaşlara tavsiyem filmi çekildiği yılın teknolojisi ve o dönemde çekilen filmler ile kıyaslayarak izlemeleri. O zaman gerçek kıymetini bir nebzede olsa anlayabileceklerdir. Bu şekilde izlemedikleri zaman günümüz filmlerindeki teknoloji ile kıyaslayacaklar ve filmi sıradan bir filmmiş gibi izleyeceklerdir. Bu durumda da filme yazık edeceklerdir. Her neyse arkadaşlar bendeniz fazla gevezelik etmeden filmi anlatmaya geçeyim. Yoksa bir kaç gündür yazmamanın verdiği huzursulukla yazıyı okunamayacak kadar uzatıp hepinizi sıkacağım 🙂

The Hobbit – Beklenmedik Yolculuk Yüzüklerin Efendisi filmine devam niteliğinde çekildi demiştim yukarıda. Her ne kadar devam niteliğinde desemde Yüzüklerin Efendisi’nin kaldığı yerden devam etmiyor hikayemiz. Bu film iile birlikte Frodo‘nun yaşlı amcası Bilbo Baggins‘in hayat hikayesine gidiyoruz. Yüzüklerin efendisinde yaşanan bir çok olay ve ayrıntıya bu film ile birlikte ışık tutmuş oluyoruz.

Filmimizde eski filmdeki karakterlerden Gandalf, Bilbo Baggins, Frodo ve Gollum var. Frodo filmin ilk kısmında 30 saniyelik bir sahnede görünüyor o kadar. Benim gibi Frodo’yu sevmeyen varsa onlar için iyi haber 🙂 Bilbo Baggins’i ise bildiğimiz yaşlı haliyle yine o ilk sahnelerde görüyoruz sadece. Geriye kalan sahnelerde ise 60 yıl öncesine Bilbo’nun gençliğine dönüyoruz.

Filmin hikayesinde Baggins’in hırsız olarak katldığı cüce grubunun Ejderha Smaug‘u yenip hazinelerini ve daha önemlisi ülkelerini geri kazanmaları için yaptıkları yolculuk anlatılıyor. Filmi heyacanlı sahnelerin yoğunluğu bakımından kıyaslandığında Yüzük Kardeşliği filmine bezetmek pekte yanlış olmaz. Bu filmde de yine Yüzük Kardeşliği filmindeki gibi fir sonraki filmlerde yaşanacak büyük savaşların temeli hazırlanmış gibi. Ancak yinede harika bir film olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

Bu arada Hobbit’in 2. filmi bu cumadan itibaren sinemalarda gösterime giriyor. İnşallah Düzce’de bir Cinemaximum bulabilirsem mısırları işbankası sponsorluğunda yiyeceğim. Ama bulamazsamda mısırla zaman öldürmeden çok daha heyecanlı olacak olan ikinci filmi büyük bir keyifle izleyeceğimden %100 eminim

.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir