Eyüp Sultan Camii’ne ilk ziyaret

Yılın belirli dönemlerinde ki bu dönemde genelde önceden planlanmaz oldukça fazla yolculuk yaparım. Geçen hafta plansız olarak ortaya çıkan Çankırı gezisi, Çankırı dönüşünde cuma gününe ayarladığım Düzce seyahati ve yine pazartesi günü plansız olarak ortaya çıkan İstanbul seyahati. Hissediyorum ki bu aralar bir kaç tane yere daha gidebilirim.

Pazartesi akşamından çarşambanın ilk saatlerine kadar süren bir İstanbul gezisindeydim bu hafta.  Daha önceki yazılarımdan tanıdığınız mobilyacı olan halamın oğlu İsa’nın telefonu ile başladı herşey. Cuma günü gittiğim Düzce’nin yarım kala işleri için Cebeci askerlik şubesine doğru trenle yol alıyorken telefonum çaldı. Beylikdüzü‘ndeki Tüyap fuar merkezinde INTERMOB 2014 ve Ağaç İşleme Makinesi 2014 fuarları varmış. Oraya çağırdı beni de. Her ne kadar mobilyacı olmasam da fuar ve benzeri organizasyonlara katılmayı sevmem ve uzun süredir yaptığım boş koşuşturmacanın içinde bir farklılık istemem sebebiyle kabul ettim. Esnaf ve sanatkarlar odasının Tüyap ile görüşmesi sonucunda ayarlanan otobüs ile ben, İsa abim ve aynı zamanda çıraklığını yapan kardeşi Yunus Emre ile pazartesi akşamı yola çıktık.

Yolculuğun İstanbul’a gidiş ve köprüden geçiş kısmını hiç hatırlamıyorum desem yeridir. Hem var olan koşuşturmacam hemde ortaya aniden çıkan gezi yüzünden pek dinç değildim. Otobüs o yorgunluğum ile kuş tüyü yatak gibi gelmiş sanıyorum ki vücuduma. Gözümü açtığımda saat sabahın beşiydi ve biz Eyüp Sultan Camii‘ndeydik. İstanbul’un avrupa tarafını epeyce gezmiş olmama rağmen Eyüp Sultan’a gelmek nasip olmamıştı. O da bu yolculuk ile nasip oldu.

Otobüsten inip caminin avlusuna adımımı attığım anda uykudan yeni kalkıpta sabahın beşinde kendini dışarıya atan her insan evladı gibi üşüdüm biraz. Ne şanslıyım ki ablamın bir tanesi sahlep satıyordu. Hem soğuk hemde 2 yıldır falan sahlep içmememden kaynaklı ne ara bardağıı bitirdiğimi bilmiyorum. Ama o soğukta çok iyi gittiğini söyleyebilirim. Sahlep’imi içtikten sonra cami’nin avlusunda ufak bir tur attım 3-5 resim falan çektim. İtiraf etmeliyim ki gerçekten çok güzel bir cami. Avlusuyla, camisiyle, mimarisiyle bir harika. Sabah ezanı okunasıya kadar Yunus Emre ile avluyu gezdikten sonra namaz kılmak için camiye girdik. Yasin suresiyle başlayan ve yaklaşık 1,5 saat süren namazdan sonra zaman kaybetmeden otobüslerimize binip fuar alanına doğru yola çıktık.

Fuar ile ilgili izlenimlerimi bir sonraki yazımda paylaşmak  istiyorum. O yüzden bu yazıyı çektiğim bir kaç tane resimle sonlandırmak istiyorum. Cami ile ilgili söyleyebileceğim tek şey fırsatını bulduğunuz anda mutlaka gidin. Birde bu gidişi karanlık bir zamana denk getirin ki camiyi benim gözümden de görün. Karanlık havada ışıkların altındaki duruşu inanıyorum ki gündüz alacağınız keyiften çok daha fazlasını verecektir.

NOT : Resim boyutlarının çok büyük olmasından dolayı resimleri 3000 küsür pikselden 800 piksele düşürdüm. Resimlerde az da olsa bozulma olmuş olabilir. Ben resim başı 2.5 mb yer kazanmak için bunu göze aldım hani 🙂

NOT 2 : Fuar ile ilgili yazıyı bugün yazar mıyım bilmiyorum. Üşengeçliğim ve yorgunluğum baskın gelirde yazmadan yatarsam şimdiden herkesin kurban bayramını kutlarım.

???????????????????????????????

???????????????????????????????

???????????????????????????????

???????????????????????????????

???????????????????????????????

???????????????????????????????

???????????????????????????????

???????????????????????????????

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir